KOŞU ANTRENMANLARI HAKKINDA DÜŞÜNCELER

 

Olav KRIKOSK                                                                              Çeviri : Neşe ÇETİN

 

       ARTHUR LYDIARD'ın Görüşleri:

 

       Genç atletlerin antrenman programlarının hazırlanmasında gözönüne alınacak en önemli nokta çok yönlülük ve bireysel farklılıktır.Antrenman metodlarına rağmen az ya da hiç birinci sınıf koşucu yetiştirmemenin birçok sebebi vardır.

       Başkalarının antrenman programlarını hiç bir zaman körükörüne takip etmemeliyiz.

       Gerektiği zaman ve yüksek performansa ulaşamıyorsak,bu bizim antrenman bilgimizin yetersizliğindendir.Genç atletlerin yıl içinde,bir sonra ki yılda elde edebilecekleri performansı düşünmek büyük bir hatadır.Önemli olan onların gelişimlerini tamamladıktan sonra performanslarıdır.

       Unutulmamalıdır ki,antrenman sisteminde sıkça görülen hatalar fizyolojik prensiplerle ilgilidir.Ayrıca bazı yetenekli atletlerin gelişmelerinin uzun süre aldığı gözden kaçırılmamalıdır.Örneğin John Robinson 35 yaşında Yeni Zelanda maratonunu kazanmayı başardı.Bu onun 20 yılını aldı.

       Tabi ki en yüksek performansa ulaşmak için 20 yıl antrenman yapacak atlet sayısı azdır.John Robinson örneğinde olduğu gibi zorluk,atletlerin gelişmesinin uzun zaman almasıdır.Başka bir örnekte Carloz Lopez'dir.Lopez 37 yaşında Olimpiyat şampiyonu ve 38 yaşında dünyanın en iyi maraton derecesine sahip olmuştur.

        Yıllar önce günde iki defa haftada yedi gün antrenman yaptım.Haftalık antrenman miktarını 400km ye kadar arttırdım bu tip antrenmen beni tamamen bitkin hale getirdi.Bazı denemelerden sonra haftada yaklaşık 160 km koşmanın daha doğru olacağına inandım.Bununla beraber haftada 160 km koşmak oldukça fazladır ve bireysel özelliklere göre düzenlenmelidir.Örneğin 10.000m Tokyo oyunları şampiyonu Billy Mills,haftada 140km koşmaktadır.Mills Bunun mutlak limiti olduğunu iddia etmektedir.

         Bir atletin zayıf ve kuvvetli yönlerini keşfedilmesi en önemli noktadır.Antrenmanda üzerinde durulması gereken şey,atletin baskın performans faktörünü geliştirmek ve sonra da diğer zayıf yönlerinin kuvvetlendirmektir.Başarılı İngiliz koşucularının(Cram,Coe,Ovett vd.)antrenmanlarının %95'i ekim ayın ortasından mart sonuna kadar dayanıklılık gelişimine dayanır.

         Oksijen alma kapasitesini geliştirmek ile gelişen performans arasında büyük bir ilşki olduğu kabul edilmiştir.Bu antrenmanların çoğunda yavaş koşuya yer vermek anlamına gelmez.Bu günlerde iyi koşucularımız antrenmanlarını aneorobik eşiğe yakın hızda yapmaktadır.Örneğin Mooreroft 16km' yi 50dk'da koşmaktır.Bu da yavaş bir tempo değildir.

         Atletlerin antrenman tempoları onların yetenekleriyle ilgilidir.Her zaman grup halinde kros ya da yolda koşulmamalıdır.Antrenmanların bir kısmı tek başına ve bireysel gelişmeye en uygun olacak şekilde yapılmalıdır.Sadece uzun ve yavaş koşular (25km) grup halinde,konuşarak yapılabilmektedir.Atletler tempolarını geliştirmelidirler.Bu gelişme onların yarışma hızlarıyla yakından ilgilidir.Örneğin Ovett 18 yaşında 3.cü turu 61 saniyede ve kuvvetli bir sonla yarışı bitirdi.Sürati daha fazla artmadı ama kışın yaptığı fazla miktardaki dayanıklılık antrenmanı ile özel dayanıklığı büyük ölçüde arttı.

         Benim fikrime göre bazı aneorobik antrenmanlar özellikle sürat geliştirici 60-80m arasında mesafelere kış aylarında da yer vermelidir.Bu tip antrenman kış periyodunda süratle devamlılığı ve iyi bir koşu tekniğini mümkün kılar.

         Koşucular kış hazırlık döneminde bacak kuvvetini geliştirmelidir.Bu en iyi şekilde tep koşuları ve diz çekerek yapılan koşular ile sağlanır.Tepe koşuları normal adım uzunluğuyla yapılmalıdır.Kısa adımla koşulmamalıdır.Biz tepe koşularını genellikle 7-8 kişilik gruplar halinde yapıyoruz.

         Kış hazırlık sezonunun sonunda bir haftalık hafif bir yüklemeden sonra yarışmalara hazırlık sezonuna geçilir.Mart başından,mayıs sonuna kadar devam eden yılın en yüklü antrenmanlarının yapıldığı dönemdir.Bu dönemde anaerobik koşular düzenli bir şekilde artırılmalı ama yüklemeler çok dikkatli düzenlenmelidir.Dayanıklılık temeline dayalı kış antrenmanının sonunda 1500m'yi 3.48dak. koşan bir sporcunun bu dönem sonunda 3.42dak.lık bir performans göstermesini beklerim.

          Temel antrenman için uzun ve yavaş koşuya önem veriyorum.Tabii ki bu çok doğru olmuyor çünkü hiçbir zaman çok yavaş koşmuyorum.Örneğin 16km.lik kros koşusunu 52-54 dakikalık ,35km.yi 2.05 ile 2.10 saatlik bir sürede koşuyorum.Şurası özellikle belirtilmelidir ki uzun ve yavaş koşu kapilarizasyon sistemini geliştirmekle,fiziksel ve pisikolojik yenilenmeyi sağlamaktır.

          Bu günlerde uzun mesafe koşucularının ortak bir özelliği vardır. Bu da yüksek oksijen alma kapasiteleridir. Bu özellik aneorobik eşiğe yakın ve uzun koşarak geliştirilebilir.Sadece kuvvetli bir dayanıklılık antrenman temelinden sonra aneorobik antrenmana başlanabilineceği sporcular tarafından kabul edilir. Yüksek yoğunlukta aneorobik antrenman periodu genellikle 4-5 haftadır. Bu süre max aneorobik güce erişmek için yeterlidir.

 

     HARRY WILSON'un Görüşleri:

     Benim sistemine''Wilson Sistemi''de denir. Bu aynı zamanda İngiliz sistemidir aslında kesin olarak belirlenmemiş ortak bir sistem yoktur.İngiltere'de yaklaşık 50 başarılı uzun mesafe antrenörü vardır. Antrenman programlarında genel prensipleri kullanılır fakat detaylarda farklılıklar görülür.

     Antrenman yapan herkes birinci sınıf atlet olmayabilir. Eğer bana işlenmemiş bir taş verilirse, ben onu kıymetli bir taş haline getirebilirim. Bununla beraber bir parça graniti hiç bir zaman kıymetli bir taş haline getiremem. Buradan da anlaşılacağı gibi bir antrenörün görevi elindeki materyalden mümkün olan en iyi sonucu almaktır.

     Lasse Viren,Pekka Vasala ile Juha Vaatainen gibi başarılı finli atletleri biliyoruz. Onların geçmişteki dereceleri daima hatırlanacaktır. Gelecekteki performanslar için yeni fikirler aranmaktadır.800m.'yi 1.41dakikada veya 5000m.'yi 12.5 dakikada koşmak hiç te kolay değildir. Bu sonuçları elde edebilmek için uzun ve sıkı hazırlık dönemi gerekmektedir.

     Seb Coe 1.41dak. ile 800m.dünya rekoru kırdığı zaman hiç kimse onun derecesine inanamadı.Ama onun 6x800m.'yi 1.50dak.lık ve 3dak.dinlenme ile yaptığı antrenmanı gördükten sonra benim için rekorlar sürpriz olmadı.Steve Quett'in 1500m.de dünya rekoru kırmadan önceki antrenmanı 4x500 m 62.5 sn ve 5 dak. araylaydı.

      Bu dönemin antrenman programı şu kısımlardan oluşur.

       -Tepe koşuları,

       -Kros koşuları,

       -200 m ile 400 m interval koşusu,

       -500 m ile 1000 m tekrar koşuları,

        -Haftada bir defa uzun koşu(19km).

       

        Benim grubumdaki atletler bu dönemde 3-4 yol yarışı koşarlar.

        Yarışma dönemindeki antrenman çok bireysel olmalıdır. Ve yarışma programına göre düzenlenmelidir. Bu evrede atletlerin yarışa konsantre olmaları gerektiği ve hafif antrenmanlara ihtiyaçları gözden kaçırılmamalıdır. Atletler yarışma aralarında dinlendirilmelidir. Şurası belirtilmelidir ki,formunun zirvesinde bir atlet temmuz ortasından eylül başına kadar formunu korumalıdır.

   

         Yazarın Görüşleri:

         Son bir kaç yıldır,antrenmanların aneorobik eşiğe yakın yapılması çok ilgi görmektedir. Prof.Conconi aneorobik eşik antrenman teorisini bazı İtalyan mesafe koşularına başarıyla uygulamaktadır. Bunlar arasında bir saat koşu dünya rekorunu elinde tutan Francesso Moser,10000 m Olimpiyat ve Dünya Şampiyonu Alberto Cova, 1500 m Olimpiyat Şampiyonu Gabriella Dorio ve bir çok atlet bulunmaktadır.

          Conconi'nin sporcularla yaptığı denemelerinde bazı antrenmanları aneorobik eşiğin altında, bazılarınıda eşiğin üstünde yaptırdı.En iyi sonucu  aneorobik eşiğe yakın tapılan koşularda elde edildiğini gördü.Bununla beraber,bütün bu antrenmanlar aneorobik eşikte yapılmamalıdır. Sürati geliştirmek için aneorobik antrenmana ihtiyaç vardır ve aneorobik eşiğin altında yapılan antrenmanlar dayanıklılığı geliştirir. Sonuç olarak antrenmanların %10-20 si aneorobik eşiğin altında yapılmalıdır.

           Dünyanın önde gelen Ovett,Coe gibi mesafe koşucuları kış antrenmanlarında belirli miktarda aneorobik antrenman yapmaktadır. Buna karşın Arthur Lydiard tarafından antrene edilen sporcuların kış antrenmanlarında aneorobik çalışmaya rastlanmaz.

  

Sonuç

         Mesafe koşusu antrenman programlarının temel prensiplerinde Arthur Lydiard ve Herry wilson'un aynı fikirde oldukları söylene bilir. Her ikisi de hazırlık döneminde dayanıklılık geliştirici çalışmalara önem vermektedir. Ve gene her ikisi de aneorobik eşiğe yakın tempoda yapılan koşuların dayanıklılığı en fazla geliştiren etken olduğuna inanmışlar genel mukavemet ve yenilenmeyi sağlayan uzun, yavaş koşuyu içine alan programları benimsemişlerdir. Ayrıldıkları tek nokta hazırlık dönemindeki sürat antrenmanıdır.

        Bu görüşler altında, mesafe koşucularının hazırlanmasında, bireysel özellikler, yaş, antrenman yaşı, fiziksel kapasite ve antrenman periyodu gibi özelliklere bakılmalıdır. Bu etkenler onların aneorobik ve aeorobik koşularının dağılımlarını belirler. 

 

Yayına Hazırlayan : Elif YÜKSEL